دانلود کتاب Aaron Preston-Analitik Felsefe:Bir Yanılsamanın Tarihi
|
عنوان فارسی: آرون پرستون-فلسفه تحلیلی: تاریخچه توهم |
دانلود کتاب
جزییات کتاب
Tüm analitik felsefenin felsefi düşüncede tam bir kavramsızlık, yöntemsizlik ve dizgesizlik uğruna yapılmakta olması, felsefe tarihinin anlamsız metafizik olarak görülmesi ve dolayısıyla felsefe tarihi konusunda tam bilgisizliğin yüreklendirilmesi, ve ek olarak analitik felsefenin başlıca Anglo-Saxon kültüre sınırlı olması olgusu karşısında, yerelliğini bir “hegemonya” ile desteklemesi anlaşılabilir birşeydir. Ama “hegemonya” felsefenin, özgürlüğün, insan değerinin bittiği yerdir. Dahası, “analitik felsefe” adının kendisi açık bir saçmalık olduğu, aslında “analitik felsefe” kendini tanımlayamadığı için, “felsefe” adı bile bir yana atılmakta ve “in the United Kingdom, United States, Canada, Australia, New Zealand, and Scandinavia, the majority of university philosophy departments today identify themselves as ‘analytic’ departments.”
Görgücülüğü ile, ruhbilimselciliği ile ve kavramsızlığı ile, “analytic philosophy has no special subject matter. You can philosophise about Tuesday, the pound sterling and lozenges (pastil ) and philosophy itself” (J. Wisdom). Ya da, Moore ile birlikte, “the concept of the sensation of yellow” üzerine felsefe yapılabilir—simgeler ile, önerme kalkülüsleri ile, sintaks kuramları ile, 0/1 Boolean mantığı ile, uylaşım mantığı vb. ile. Analitik “felsefecilik” felsefeye yabancılığı ile dahaçok kültürel bir fenomen olarak, ve entellektüel olmaktan çok etik bir fenomen olarak görünür.
Gelenekçilerin ayırdedici yanlarından biri, tıpkı Viyana Çevresi pozitivistleri gibi, güçlü despotik karakterler sergilemeleridir. Kimileri için geleneğin gerçek babası olan Frege bir Nazi idi (Heidegger gibi). Ama analistlerin çoğunluğu, aralarında Maoistler de olmak üzere, Marxist eğilimde idiler. Russell “I believe that Communism is necessary to the world, and I believe … Bolshevism deserves the gratitude and admiration of all the progressive part of mankind’’ diyordu. Felsefeyi, etiği, estetiği “gizemli”nin alanına süren Wittgenstein dostları arasında “Stalinist” olarak biliniyordu ve “had strong sympathy for Stalin and the Soviet Union,” öyle bir düzeyde ki Sovyet zulmü vb. söz konusu olduğunda, “Die Leidenschaft verspricht etwas” diyordu—tutku birşey için söz verir.
Analitik “felsefe”yi felsefi olarak çürütmek aptalcadır çünkü böyle bir “felsefe”nin varolduğunu düşünmek olanaksızdır. Kültürün tözü, sağlamlığının güvencesi “monkey see monkey do” formülü ile varlığını sürdüren gelenektir. Felsefenin bir gelenek değil bir us sorunu olduğunun anlaşılması analitik “gelenek” denilen şeyi tinin bir hatası olarak silinmeye götürür. Ama bir yanılsama arkada olumsuz bir kazanç bile bırakmaz.
— Aziz Yardımlı